2024’te vizyona giren filmler arasında özel bir yer edinen Mucize Aynalar’da Türkiye’nin en önemli aydınlarından Aziz Nesin’in öyküleri beyazperdeye aktarıldı. Aziz Nesin’in öykülerinin ne kadar her zaman geçerli olduğunu da bir kez daha kanıtlandı. Mucize Aynalar’ın yönetmeni Tolga Örnek son filmini, Aziz Nesin’den başlayarak memleketin durumunuda ele alarak Birgün Gazetesi’nden Sercan Meriç’e anlattı…
Örnek, “Mucize Aynalar, “Aziz Nesin’in öykülerinden bilimkurgu temalı bir film yaratma fikri nasıl doğdu?” sorusuna “Film hem Aziz Nesin’in her zaman için geçerli olan klasik öykülerini geleceğe taşımak içindi. Bilimkurgu ve fantastik öğelerini kullanmamızın amacı Aziz Nesin’in öykülerinin her daim geçerli olduğunu göstermekti. Teknoloji de gelişse hayatlar da değişse insanın özünü değişmediğini göstermekti. ” diye yanıt verdi.
Mucize Aynalar’da Cengiz Bozkurt, Zerrin Sümer gibi usta oyuncular bir yönetmen olarak çalıştığı için ço şanslı olduğunu yakdeden Örnek, “Bugüne kadar yaptığım bütün filmlerde çok iyi, çok profesyonel oyuncularla çalışma fırsatım oldu. Bu film de onlardan birisi. Boran Kuzum’u, Şebnem Bozoklu’yu, Eren Demirbaş’ı, İştar Gökseven’i de eklemek lazım. Bence böyle bir kadronun filme dahil olmasının en büyük nedeni de Aziz Nesin öyküleri olmasıydı. Aziz Nesin çok büyük bir isim. ” dedi.
“AZİZ NESİN GİBİ BİR SANATÇI TÜRKİYE’YE BİR DAHA GELMEYECEK”
Örnek, “Aziz Nesin’in sizde nasıl bir yeri var?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Aziz Nesin Türkiye demek bence. Aziz Nesin gibi sanatçı Türkiye bir daha gelmeyecek. Bu kadar çok unsuru bir kişilikte barındıran başka bir sanatçı Türkiye’de hatırlamıyorum. Oyun, şiir, roman, tiyatro, öykü yazıyor. Özgürlük için kendi hayatını tehlikeye atacak şekilde mücadele eden, ihtiyaca muhtaç çocukların eğitimi için bir vakıf kuran birisi. Dergi çıkaran, gazete çıkaran, özgürlük için mücadele eden birisi. 1946 ile 1956’da kendi ismiyle yazması yasak olan bir insandan bahsediyoruz. Hiç pes etmemiş, sürekli üretmiş, ülkesine bir baba şefkatiyle zaman zaman tatlı sert yaklaşmış bir sanatçıdan bahsediyoruz. Aziz Nesin, 1970’lerin başına kadar maddi zorluk çekiyor. Hapse giriyor çıkıyor. 1970’lerin başında eserlerinden iyi para kazanmaya başlıyor. Çoğu sanatçı, “Bunca yıl çektim, şimdi para kazanmaya başladım, birazcık rahat yüzü göreyim” der. Ama Aziz Nesin, kazandığı parayı harcamaktansa o parayla vakıf kuruyor. Ve daha zor bir işe kalkışıyor. Türkiye bugünlere Aziz Nesin ve onun gibi iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insanın sırtında geldi.”